Havacılık

Havacılık Eğitimi ve Sektör Çelişkisi

Geçenlerde Linkedin’e göz atarken Özyeğin Üniversitesi havacılık bölümü akademisyenlerinden Özge Peksatıcı‘nın yayınladığı bir makaleye denk geldim. Uzun süredir okumaya vakit ayıramıyordum fakat başlığı itibariyle merakta ediyordum. Dün tüm detaylarıyla beraber makaleyi incelediğimde üniversite yıllarında dile getirdiğim eğitim isyanı gözümün önüne geldi. 2013-2014 yıllarında sektörü ve verilen eğitimi bizzat deneyimleyerek yazdığım “Havacılıkta Eğitim Problemi” ve “Sivil Havacılık Okuma(ma)k” yazılarına gidip tekrar bir okumak istedim. Genel olarak baktığımda makalenin çoğu tespitiyle uyuşuyordu. Sektör temsilcilerinin pratik eğitimlerin arttırılması talepleri, SHGM ve YÖK uyumsuzluğu, belli bir alanda uzmanlaşılamaması, öğrenci sayısı ve istihdam oranı ve akademisyenlerin yetersizliği.

Biraz kendimden bahsedip makaleyle ilgili tespitlerimle devam etmek istiyorum. Ben üniversite yıllarında 1 yıl hem pratik yapma(part time operasyon deneyimi) hem de okuluma devam etme fırsatı yakaladığım için kendimi şanslı görüyorum. Hatta üzerine biraz da şansla Afrika bölgesinde uluslararası çalışma deneyimi de edindim. Şuan da edindiğim tecrübe ve birikimlerim üzerine akademik bir kariyer inşa etme niyetim var. Bazı kişiler önce akademisyenlik yapıp sektöre geçiş yapsa da ben en doğrusunun öncelikle sektör tecrübesi ve ardından akademik bir kariyer olduğunu düşünüyorum. Aslında bu makale hazırlanırken alınan görüşlerle ve sektörün beklentisiyle örtüşüyor. Bunları üniversite okuduğum yıllarda sektörde de çalıştığım için defalarca dile getirmeye çalışmış hatta yeni okullar açılmadan önce pedagojik formasyon ve istihdam gibi sorunların çözülmesi gerektiğini ifade etmiştim.

Şimdi geldiğimiz nokta da bu durumların düzeltilmemesinin sonuçlarını görüyoruz. Bu sorun yumağının, havacılık yönetimi bölümünün Açıköğretim Fakültesi bünyesinde açılmasıyla geri dönülmez bir yola girdiğini düşünüyorum. Uzmanlık alanlarıyla ilgili çalışmalar yapılmadığı sürece bu bölümler kapatılmalı ve öğrenci alınmamalıdır. Çoğu zaman okulu yarı da bırakmayı düşünmüşlüğüm olmuştur fakat bir şekilde devam etme yolunu seçtim. Şimdi bölümle ilgili yönlendirmeleri daha dikkatli yapıyor ve uçak teknisyenliği veya hava trafik gibi uzmanlık alanı belli çizgileri net olan bölümlere yönlendiriyorum. En azından bir sonraki öğrenci kitlesi bizim yaşadığımız sorunları yaşamasın.

Makalenin tespitleri daha önce böyle bir çalışma yapılmamış olması açısından bence çok önemli. En azından hem sektör hem de eğitim departmanlarının beklentilerini görmüş oluyoruz. Şimdi sırayla akademisyenler, sektör yöneticileri ve okulların genel görüşlerini inceleyelim.

Akademisyenlerin Görüşleri:

  • Çoğu havacılık mezunu iş bulamıyor.
  • Sektör, havacılık mezunları yerine mühendislik ve işletme mezunlarını tercih ediyor.

Sektör Yöneticilerinin Görüşleri:

  • İhtiyaçtan fazla havacılık yönetimi bölümü var ve açılmaya devam ediyor.
  • Okullar büyümeyi ön görerek havacılık yönetimi bölümü açmaya devam etti fakat sektörün hangi alanlarına ihtiyaç varsa ona göre bölümler açmalıydı.
  • Devlet bu kadar fazla okulda bu bölümün açılmasına izin vermemeliydi. İhtiyaç durumuna göre onay vermeliydi.
  • Sektörün beklentisi ve havacılık yönetimi bölümünün işlevi birbiriyle uyuşmuyor.
  • Eğitim programı yetersiz.
  • Pratik uygulamalar çok az yapılıyor.
  • Sektör, lisans eğitimini tamamlamış kişiye uzmanlık alanı sağlamak için tekrar eğitim vermek zorunda kalıyor. Para ve zaman kaybı.
  • Havacılık büyürken sadece operasyonel departmanların eleman ihtiyacı artıyor. Bunlar için de uzmanlık alanlarının hali hazırda alınması gerekiyor. Havacılık yönetimi mezunu, eğitim almadan SHGM tarafından onaylanmadan çalışamıyor.
  • Vardiyalı sistemde çalışılması gerekiyor.
  • İngilizce seviyesi yeterli olmalı. Çok yetersiz.

Okulların Görüşleri:

  • Havacılık sektörü büyümeye devam ettikçe personel ihtiyacı artacak.
  • Mezunlarımız havacılığın her alanında çalışabilir.

Genel Tespitler:

  • İşe alımlarda endüstri mühendislerine planlama etiketinden dolayı öncelik veriliyor.
  • Ticari mantık ve verimlilik önemli olduğu için planlama önem arz ediyor.
  • Üniversite giriş puanı çok yüksek değil ve fazla sayısal yetenek istemiyor. Fakat sektör yöneticileri tam tersi şekilde bunlara önem veriyor.
  • Sektör, öğrencileri tekrar eğitmekle zaman ve para harcamak istemiyor.
  • Havacılık maliyet üzerine kurulu bir sektör olduğu için karlılık çok önem arz ediyor. Bu nedenle buna yönelik bir kalifiye personel beklentisi var.
  • Yöneticilerin, programda ne öğretildiğine dair bir bilgisi yok ve ön yargısı var.
  • Akademik mantığa göre sektördeki title akademik title dan daha önemsiz. Bu yüzden tam zamanlı bir akademisyen talep ediliyor ve part time akademisyen olabilecek sektör tecrübesi olanlar göz ardı ediliyor.
  • Bazı okullar uzmanlık alanı sağlayan SHGM onaylı sertifika veriyor. Onların eğitim almasına gerek kalmıyor. Para ve zaman açısından daha mantıklı görünüyor.
  • Üniversite açılırken YÖK gerekliliklerine bakılıyor. Fakat kalifiye personel ve sertifika ihtiyacı için SHGM gerekliliklerine göre üniversite bölümleri açılmalıdır.
  • Eğitim İngilizce verilmeli. Türkçe okuyanlar istihdam edilmemeli.
  • Havacılık eğitimi veren akademisyenlerin sektör tecrübesi olması zorunlu olmalıdır.
  • Havacılık sektörüyle ilgili bilgisi olmayan akademisyenlerin yerine sektörün içinde olan insanların eğitim vermesi gerekli.
  • Havacılık yönetimi programlarında sektör deneyimsiz bir profesörün ders vermesinin hiçbir açıklaması yok.
  • Planlama departmanlarına havacılık mezunu yerine genellikle analitik yönü daha kuvvetli olan endüstri mühendisleri alınıyor.
  • Sektör deneyimli part time akademisyenlerin daha faydalı olacağı düşünülüyor.
  • Havacılık yönetimi programında akademisyenlerin sektör tecrübesi yok.
  • Akademisyen yetersizliği mevcut.

Görüşleri değerlendirdiğimiz de geçmişte alınmayan önlemlerin sonuçlarının yansıdığı bir sektör ve eğitim kurumları ilişkisi ortaya çıkıyor. Havacılık eğitimiyle ilgili çok acil radikal kararlar alınması gerekiyor. Genel olarak tespitler üzerinden gidersek acil yapılması gereken adımları sıralayabiliriz.

  • Havacılık eğitimi tüm okullar arasında standart bir müfredata çevrilmelidir. Tüm dersler ingilizce verilmeli, özellikle IATA kitaplarından yararlanılmalıdır. Eğitim içerikleri sektör temsilcileri tarafından belirlenmelidir. Müfredat hazırlanırken her öğrenci en az bir uzmanlık alanı seçip SHGM onaylı sertifikalı bir şekilde mezun olmalıdır.
  • Neredeyse her ilimizde bir havalimanı olduğu için bu havalimanında çalışan sektör deneyimi kişiler tarafından eğitimler verilmeli, bununla ilgili kolaylıklar sağlanmalıdır. Sektör deneyimi olmayan akademisyenler ders vermekten ziyade akademik araştırmalara yönelmelidir.
  • Okullarda verilen eğitim ve öğrencilerin eğitim durumları sektörle paylaşılmalı, gerekirse alınan geri bildirimlere göre eğitim müfredatı revizeleri gerçekleştirilmelidir. Unutulmamalıdır ki havacılık her an kendini yenileyen bir sektör.
  • ERASMUS programlarına daha fazla uluslararası havacılık fakültesi akreditasyonu yapılmalıdır.
  • Yeni okulların açılması en az 20 sene durdurulmalı ve şuan ki istihdam düzeyi normal haline getirilmelidir.

Sektörün talepleri ve eğitim kurumlarının durumları hakkında gerekli verileri derleyerek bir makalede toplayan Özge Peksatıcı ve Hande Sinem Ergün‘a teşekkür ediyorum. Bence bu çalışma,öğrenciler ve bu bölüm hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için bir rehber niteliğindedir.

Aynı Kategorideki Son Eklenen İçerikler

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Başa dön tuşu
0
Would love your thoughts, please comment.x